"Ayinesi iştir kişinin / Lafa bakılmaz"


Marmaristen Datça'ya doğru yol aldığınızda,
Datça'ya 20 km tabelası ile Emecik Köyünün
giriş tabelasını görebilirsiniz.
Emeklilik zamanlarımı İstanbul dışında Kuzey Ege'de
Edremit körfezinde memleketim olan küçük bir köyde
geçirmeyi planlarken; hayat, Egenin en güneyine, ilk
cümlede tarifini verdiğim bu köye getirdi beni.
2007 Kasımdan beri yaşadığım bu köyde, köydeki hayatımla
ilgili tecrübelerimi/gözlemlerimi ve kaybolmaya yüz tutmuş
bilgileri zaman buldukça paylaşacağım.
Umarım zamana iyi bir tanıklık ederim.

Ve zaman değişti. Yol kasım 2014 de Emecik'ten Datça'nın içine düştü. Artık Hayat DATÇA'nın içinden akacak..

13 Ocak 2012 Cuma

Amistad dan Günümüze

Dün akşam TRT 1 de Amistad filmi gösterimde idi.


Başlangıcında poğaça (bu da ne zor bi kelime, tam olarak nedir? farklı farklı yazılıyor, galiba dilimize sonradan girdi..) yaparken ilk 10 15 dakikasını uzaktan izledim. Burada film eleştirmek değil niyetim. Muhteşem oyuncuların oyunculukları hakkında da gevezelik etmek değil.
Yıl 1839 Amerikası..Gerçek yaşanmışlık hikayesi...Köleliğin yasal olduğu topraklar...Ve bir dava....Dillerini bilmedikleri insanlarla iletişim kurmak, dertlerini anlamayı dert edinmek...Karşı çıkanlar yok mu tabii ki var..Ama vicadanı olan insanlar, özgürlüğe inanan  insanlar, insanların insanca yaşaması gerektiğine inanan insanlar davayı götürüyor..

Dava kazanılıyor, lakin sistem karşı..Siyasi bir dava..Yüksek mahkemeye gidiyor..Sistemin itiraz hakkı..Dava kaybedilecek, yargıçların 9 da 7 si sistemden yana..

Ve o müthiş savunma..İnsanlık tarihinin ders alması gereken bir savunma; bu durum bir şey hatırlattı bana. Bizde de benzer bi dava var. Dillerini kabul etmeyen bi mahkeme var. Tercümana bile izin vermeyen bi mahkeme. Siyasi değil mi? Tabiki siyasi.

Amerika korkularıyla yüzleşmiş 1839 da bugünün özgürlüklerinin Amerikası olmuş, ve beyaz renkli olmayan başkanları var.

Biz ne zaman yüzleşeceğiz acaba korkularımızla?

Lütfen bir kez daha o müthiş savunmayı izleyiniz..Anthony Hopkinsden..

 Filmin orginal adını şimdi fark ettim..Büyük bi miras insanlığa "asla Unutma"

2 yorum:

  1. Pugaca kelimesi bence Yunancadan geliyor. ozellikle kuzey yunanistanda en cok sabah kahvaltisinda cok tuketilen bir tur borek var. baklava yufkasi gibi ince yufka kullaniliyor ve arasina peynir yerine tatli bir krema konuyor, koyu bir muhallebi kivaminda, ustune pudra seker ve isteyenlere tarcin serpiliyor ve sicak yeniyor. bu yiyecagin adi "bugaca"....

    savunma deyince, insanin aklina kck durusmalari geliyor. savunma yapilmasina dahi izin verilmeyen durusmalarla 1839 Amerikasindan daha geriyiz.

    gecenlerde istiklal mahkemelerinin kurulusu, isleyisi, aldigi kararlarin uygulanma seklini anlatan bir yazi okudum. "yargi siyasallasiyor" diye cigliklar atan kemalistlerin aklina gelir mi acaba aslinda bu devlet kuruldugundan beri "siyasallasmis yargidan" bir turlu kurtulamadigimiz. siyasallasma bir tarafin cikarlarina hizmet ediyorsa iyidir, etmiyorsa bas yaygarayi.. Turkiyede yasayanlarin turnusol kagidi kurt halkinin taleplerini nasil aldiklari, sosyalistlerin turnusol kagidi ise oncelikle "anti-kapitalist" olup olmadiklari. pek cok arkadasim son gunlerde "murit olmaktansa ulus devleti savunurum" diyor. ulus devletin kapitalizmin dik alasi oldugunu bilmiyorlar mi diyesim yok, onlarin durumunu yumusatmanin alemi yok, sadece kapitalizmden fazlaca bir sikayetleri yok yani asil dertleri kapitalizm degil.

    YanıtlaSil
  2. füsuncum büyük olasılıkla poğoça açıklaması için teşekkürler.
    geçen akşam osman canı dinledim..o adamı takip etmek bir çok kemalist, ulasalcı ya nasip olur inşallah..paradigmaları nasılda alt üst ediyor, cüneyt özdemir bile şaştı kaldı programda..böyle insanların çoğalacı günler dilemekten başka şu anada elimden bir şey gelmiyor..

    YanıtlaSil