"Ayinesi iştir kişinin / Lafa bakılmaz"


Marmaristen Datça'ya doğru yol aldığınızda,
Datça'ya 20 km tabelası ile Emecik Köyünün
giriş tabelasını görebilirsiniz.
Emeklilik zamanlarımı İstanbul dışında Kuzey Ege'de
Edremit körfezinde memleketim olan küçük bir köyde
geçirmeyi planlarken; hayat, Egenin en güneyine, ilk
cümlede tarifini verdiğim bu köye getirdi beni.
2007 Kasımdan beri yaşadığım bu köyde, köydeki hayatımla
ilgili tecrübelerimi/gözlemlerimi ve kaybolmaya yüz tutmuş
bilgileri zaman buldukça paylaşacağım.
Umarım zamana iyi bir tanıklık ederim.

Ve zaman değişti. Yol kasım 2014 de Emecik'ten Datça'nın içine düştü. Artık Hayat DATÇA'nın içinden akacak..

19 Haziran 2011 Pazar

Zeytinyağından Sabun Yapmak

Annem "bu gün rüzgar yok ateş yakabiliriz, sabun yapalım" dedi. İki gündür hazırlanıyoruz sabun yapmak için. İlk hazırlık kül suyu yapmak. Kışın sobadan çıkan külleri biriktiriyorum. Ya bitkilerdeki yaprak bitlerine karşı kullanmak üzere, ya da tavuklar eşelenip kendilerini kül karışımı toprakla temizleyebilsinler diye. Bu kez sabun yapımında kullanmak üzere kül suyu hazırladık.
Bir miktar külü kovanın içine koyup iki litre civarında kaynamış su ilave ettik. Buna kül haşlama işlemi deniyor bizim oralarda (çanakkale-ayvacık-sazlı ).  Eskiden bu suyla çamaşır yıkanırdı, çeşme başında bir kül suyu kazanı görülürdü genellikle. Konuyu dağıtmadan devam edeyim, kül suyunun içine bir kaç dal taze adaçayı attık. Koku versin diye.

Önce malzemeler;
Bakır tava (biz iki kilo yağdan yapacağımız için kazan gerekmiyor, ancak daha fazla miktar için bakır kazan olmalı zira sabun kaynarken bir hayli kabarıyor)
Karıştırmak için ağaçtan ya da bakırdan uzun saplı kepçe ya da delikli kepçe
Kül suyu
Kostik
Sıvı Kostikten sabuna koymak için bir kap - maşrapa
Tuz (çok az)
Bulaşık deterjanı - ya da kül
Ateş için gerekli malzeme
Küçük bir kasa ve içine serilecek naylon örtü


Bakır tavanın dışına hiç açıklık kalmayacak şekilde bulaşık deterjanını sürdük. İsten kolay kurtulmak için. Bunun yerine kül hafif ıslatılarak dış kısıma sürülebilir. Aynı işlevi görüyor. Ateşi kurduk, etrafa kıvılcım sıçrayıp bizi heyecanlandırmasın diye genişce bir alanı ıslattık. Bakır tavayı sacayağının üstüne oturtup daha önceden hazırladığımız kül suyunu tavanın içinde ısıtmaya başladık. su ısınıp kaynamaya başlayınca
 bakır tencere içinde olan kostiğe bu kaynayan suyu yavaş yavaş döktük. Sabunda kullanacağımız kostik hazırlanmış oldu. Tavanın içindeki bütün kül suyunu kostiğe boşaltınca iki litre yağı tavaya koyduk. Bu arada kül kovasına musluk suyu ilave edip tekrar küllü su elde ettik.

Yağ ısınıp kaynamaya başlayınca haydi bismillah eşliğinde biraz kül suyu biraz kostik suyu alıp yağın içine kattık,ve karıştırmaya başladık, yağın rengi anında değişti.




  Bu işlem defalarca tekrar ediliyor. Sabun adayı sıvıyı devamlı karıştırıp içine kostik ve kül suyu karışımını ilave ediyorsunuz. Önce kıvamı seyrek iken giderek yoğunlaşıyor, sonra sabunlaşıyor.

Aygen görmek istedi sabun yapmamızı. Onun tabiri ile mayonez tutturur gibi birşey sabun yapmak. (Sonrasında da çalışacağız güzel mekan yarışması için, aday fotoğrafları ve jüri açıklaması http://www.datcaguzelmekanadaylar.blogspot.com/ a yüklenecek. )

 Sabun oldu dedi annem, artık sabun suyundan kendini ayırıyor.
İçine çok az tuz attık. Tavayı ateşten indirdik. Şimdi bu sıvı sabunu daha önceden içine naylon serdiğimiz kasaya alacağız, lakin mümkün olduğunca suyunu tavada bırakarak.

Benim evde biriktirdiğim sabun artıkları vardı. Onları atmıyorum, küçük parçalara ayırdığım bu artık sabunları-sabun sürtüklerini tavada kalan siyah sabun suyunun içine koyup eriteceğiz.


Sabundan kalan siyah suya altsuyu deriz. Çok keskin bir sudur, temizlemeyeceği kir yoktur. Meğer sabun sürtüklerini eritmek ne zor imiş, bir hayli uzun zaman alıyor, bir sonraki sefere daha küçük kesmek gerek, hatta rendelemeli. Bir süre erittikten sonra yine biriktirdiğim kızartmalardan kalan zeytin yağınıda içine azar azar koyduk, yaklaşık 750 gr kadar. Çok az kostikli su ekledik. İkinci bir sabun kalıbı elde edecek kadar sabun oldu. Diğer sabun kalıbının yanına dökeceğiz. Bu esmer bir sabun olacak, çünkü kızartma yağı rengini koyulaştırdı. 
Daha önce kasanın içine döktüğümüz sabunun yerini değiştirdim, annem feryad etti "ne yaptın!" diye. Meğer sabun yerinden oynatılmazmış. Kırılır kalıba gelmezmiş. Nerden birilirim ben. Olan oldu. Akşam sabun kuruyup sabunu keserken annemin dediği oldu, sabun dağıldı, kırık kırık oldu. Bu da bana iyi bir öğrenme oldu. İnsan hata yapınca gayet iyi öğreniyor. Bir daha sabun yerinden OYNATILMAYACAK.

Ateş söndürüldü, tavanın isi kolayca temizlendi, sabunun içine kedi, köpek, kuş v.s canlı girmesin diye üzerine çırpılar konuldu, ve soğumaya bırakıldı.

Akşam sabunları iki büyük kalıp halinde masaya koyduk, ele uygun ölçülerde, kalıp şeklinde kestik. Kuruması için serin bir rafa yerleştirdim.



 Tabi benim bilmezliğimle yaptığım kırııklar ile kıyı köşe düzeltme işleminden çıkan kırıklar tekrar kaynatılıp tekrar sıvı halde daha küçük bir kaba döküldü ertesi sabah da bu sabun kesilecek.
Şöylede olabilir, bu kırıklar rendelenip deterjan niyetine kullanılabilir.
Zahmetli bir iş sabun yapmak, bu bilgilerin kaybolmaması için, kendi sabunumu kendim yapmanın keyfi için, bu zahmete katlanılır.        

4 yorum:

  1. Ne guzel olmus. Bu da hamur acmak/yogurmak gibi bir sey olsa gerek. Umarim annensiz de yapabiliriz artik!:)

    YanıtlaSil
  2. resimde görüldüğü gibi başına ben oturdum kazanın. her aşamasını öğrendim sayılır. tereyağı yaptığımız gibi bunu da deneyeceğiz pınarcım. yapa yapa öğreniliyo bunlar.

    YanıtlaSil
  3. elinize emeginize saglik. Bu geleneksel sabun yapim yontemini yazip paylasmaniz ne guzel..

    YanıtlaSil
  4. teşekkür ederim Salih bey, bu bloğumun bir amacı da kaybolmaya yüz tutmuş bilgileri paylaşmaktı. Amacıma ulaştıysam ne mutlu bana. gecikmiş cevabım için özür dilerim. bu aralar bloğa bakma fırsatım olamadı.

    YanıtlaSil