"Ayinesi iştir kişinin / Lafa bakılmaz"


Marmaristen Datça'ya doğru yol aldığınızda,
Datça'ya 20 km tabelası ile Emecik Köyünün
giriş tabelasını görebilirsiniz.
Emeklilik zamanlarımı İstanbul dışında Kuzey Ege'de
Edremit körfezinde memleketim olan küçük bir köyde
geçirmeyi planlarken; hayat, Egenin en güneyine, ilk
cümlede tarifini verdiğim bu köye getirdi beni.
2007 Kasımdan beri yaşadığım bu köyde, köydeki hayatımla
ilgili tecrübelerimi/gözlemlerimi ve kaybolmaya yüz tutmuş
bilgileri zaman buldukça paylaşacağım.
Umarım zamana iyi bir tanıklık ederim.

Ve zaman değişti. Yol kasım 2014 de Emecik'ten Datça'nın içine düştü. Artık Hayat DATÇA'nın içinden akacak..

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Mayıs Sonu Yağmurları

Dün akşam aniden başladı yağmur, şidetli bir şekilde. Kısa yürüyüş esnasında yaklaşık yirmi kadar küçük kurbağa yavrusu çıktı yolumuza. Akşam karanlığında üstüne basmamak için özel çaba sarfettim. Yavrucukların nereden zıplayacakları belli değil çünkü. Annem yağış gelecek dedi. İki saat sonra bardaktan boşanırcasına yağmur yağdı. Gece de devam etti yağmur, bu gün de..İnanılmaz bir yağmur. Bizden önce Emecik'te yaşamaya başlamış arkadaşlar 10 yıldır bu tarihlerde yağmur yağmadığını söylüyorlar. Yağmurlar genellikle mart ayında ve bazen de nisanda kesilir. Bu yağışlar çok iyi oldu, bahçenin keyfi yerinde. Akşam yağmıur durunca meyve ağaçlarını, çiçekleri, sebzeleri yakından gözledim. Yağmur nasılda canlıklık veriyor. toprak suya doymuş durumda, ağaçlar da.

Öğleden sonra yağmur durunca yan taraftan akan, üst yoldan gelen yağmur suyu kanalcığının üzerine Permakültür seminerinde (DAÇEV - Pınar-Tuğrul / Bostancık) öğrendiğim gabionların minyatürünü kanalcık üzerine yaptım. Yeni diktiğim kırmızı ve beyaz dut açağlarına doğru kanalcıklarla yönlendirdim. Yarın da yağış olursa su tutma gabioncukları hazır. Yaz sonu yapmayı düşünüyordum bu düzenlemeyi yağmurun devam edeceğini öğrenmek planları öne almama neden oldu, iyi de oldu. Bu günlerde yağmurun damlası tutulsa kar. İnşallah bir kaç gün daha yağar.

Not. Kısaca Gabion; genellikle kuru belli dönemlerde su geçen eğimli akarsu yatağına belli mesafelerle çekilen setler. detaylı bilgi için  http://permaculture.org.au/2010/11/25/gabions-water-soaks-in-the-desert/

Domates Yetiştirirken

İstanbulda yaşarken balkonda çiçek yetiştirirdim. Bir süre sonra daha da ileri gidip 2 metre karelik balkonda domates, biber, nane-maydanoz v.b gibi sebze yetiştirmeye başlamıştım. Ama arıların olmaması nedeiyle domatesler pek döllenemiyordu. Apartman arası boşluktan, 8-10 katlı bina aralarından düşecek güneş ışığını yakalamak için zavallı domatesler boylarını uzattıkça uzatıyor sadece yeşil bir görünüm oluyordu. Burda ise domatesler keyiflendikçe keyifleniyor, yapraklar o kadar büyüyordu ki bu kezde keyiften ürün alamıyordum. Bu sene iyice öğrendim ki ilk çiçekler görünmeye başlayınca, alt yaprak aralarından çıkan küçük dalcıkların alınması gerekiyor ki ürün alabilesin. bu işlemi bir kez ilk çiçeğe dek yaparsın. sonra yapmazsın. Ayrıca çok büyümüş olan yaprakları da ortasından keseceksin. Aksi takdirde yaprakları büyüyecek çiçekler domatese dönüşemeyecek.
not. Pınardan gelen uyarı ile; alt yaprak aralarından çıkan küçük dalcıkları alma işlemine koltuk alma denirmiş. bu işlem oturak domateslerde farklı sırıkda farklı imiş. benim size anlattığım oturak domatesler için.

24 Mayıs 2011 Salı

Merhaba

Marmaristen Datça'ya doğru yol aldığınızda, Datça'ya 20 km kaldı tabelası ile Emecik Köyünün giriş tabelasını görebilirsiniz. Emeklilik zamanlarımı  İstanbul dışında Kuzey Egede Edremit körfezinde sahilde küçük bir köyde geçirmeyi planlarken, hayat yolumu Egenin en güneyine, ilk cümlede tarifini verdiğim köye yönlendirdi beni. Buraya 2003 yılından itibaren gelmeye başladım. 2007 Kasımdan beri de devamlı yaşıyorum. "Emecik Günleri"sayfalarında köydeki hayatımla ilgili deneyimlerimi / gözlemlerimi zaman buldukça paylaşacağım. Umarım zamana iyi bir tanıklık ederim.